Yönetim Kurulu Başkanı Mesajı

2018 yılı olumlu ve olumsuz yönleriyle geride kaldı. Birçok yönden zor bir yıl oldu; lakin hem Türkiye hem de Borusan zorlukları aşmasını bildi. Geçen yıl dünya ekonomisi güçlü bir senkronize büyüme dönemi yaşadı. Başta ABD ve Avrupa Birliği olmak üzere pazarlarda beklenenin üstünde bir büyüme performansı ve tüketim talebi görülürken, Çin de beklentilere paralel bir büyüme yakalamayı başardı. Bu durum dünya genelinde enflasyon düzeyinin de beklentilerin üstünde kalmasını destekledi. Diğer yandan, ABD Merkez Bankası Fed’in bu güçlü ekonomik görünüm karşısında 2018 yılında para politikasını sıkılaştırması ve bilançosunu daraltmaya başlaması, Türkiye’nin de içinde yer aldığı gelişmekte olan ülkeler sepeti başta olmak üzere, dünya büyümesi üzerinde yılın ikinci yarısında önemli bir yavaşlatıcı etki olarak öne çıktı.

Bunun yanı sıra, ekonominin seyrini olumsuz etkileyen başka gelişmeler hafızalarımızda daha çok iz bıraktı. Dünya büyümesi için özellikle orta vadede sınırlayıcı olabilecek ABD-Çin ticaret savaşları, başta İngiltere’nin AB’den ayrılması süreci olmak üzere Avrupa’da yaşanan siyasi belirsizlikler, karşılıklı yürürlüğe alınan ve alınması gündeme gelen ticari tarifeler gibi birçok konu ile karşı karşıya kaldık. Bu gelişmeler sadece geçen yılı etkilemekle kalmadı, 2019 yılını da daha iyimser değerlendirmeyi zorlaştırdı.

Türkiye ise 2018 yılında zor bir dönemden geçti. Para ve maliye politikası, makroekonomik göstergeler ve jeopolitik görünüm ile ilgili yaşanan gelişmeler 2018 yılının ikinci yarısında kur üzerinde ciddi bir değer kaybı baskısı ve beraberinde enflasyon görünümünde sert bir bozulma getirdi. Ancak 2018 yılının son çeyreğinde nispeten istikrarlı bir sürecin yakalanması ile bu göstergelerin hızlı bir şekilde yeniden dengelendiğini gördük.

Bu süreçte ekonomik sorunların olumsuz etkilerinin nispeten sınırlı kalmasında ve ekonomik göstergelerin kayda değer ölçüde normalleşmesinde para politikası, maliye politikası ve ekonomi politikasında ekonomiyi canlı tutma adına atılan yerinde ve hızlı adımların son derece etkili olduğunu gördük. Dünya ekonomisinde süregelen iyimser hava da Türkiye’nin önemli bir ekonomik şoku sınırlı hasar ile atlatmasına katkı sağladı. 2019 yılında bu kısa vadeli önlemlerin yerini daha uzun vadeli çözümlere bıraktığı bir ekonomik reform sürecinin hayata geçirilmesi, sürdürülebilir ekonomik dengeler açısından önemli görünüyor.

Dünyada ve Türkiye’deki ekonomik ortamda bunlar yaşanırken, Grubumuz mali disipline ve finansal risk yönetimi geleneğine bağlı kalarak zorlu bir süreci asgari bir etki ile atlatmayı başardı. Geride bıraktığımız yıl içinde Borusan’ı ve sektörlerindeki diğer oyuncuları özellikle etkileyen 2 gelişme yaşandı. İlki ABD’nin çelik ithalatına koyduğu gümrük vergisini, sadece Türk üreticiler için %50 seviyesine çıkarması oldu. Grubumuzun ihracat portföyünde önemli bir yer tutan ABD’nin bu kararı sonrasında, ilave vergi dolayısı ile artan maliyetlerimizi ve müşteri ilişkilerimizi etkin bir şekilde yönetebildik ve miktar hedefimizi tatmin edici bir kârlılık seviyesi ile gerçekleştirebildik. İkinci gelişme ise 16 Kasım 2018’de yayınlanan 32 sayılı karar ile otomotiv satış ve kiralama sözleşmelerimizin TL’ye dönmesi oldu. Grup şirketlerimiz bu değişikliğe de kısa sürede uyum sağladı, doğurduğu finansal riskleri yönetti. Doğru ve sağlıklı bir nakit döngüsü ve likiditenin korunması hedefi ile 2018 yılı boyunca tüm risklerimizi doğru şekilde yönetmek üzerine olan odağımızı 2019 yılında da tavizsiz şekilde sürdürmeye devam edeceğiz.

Borusan, 2018 yılında bütün zorluklarına rağmen sürdürülebilir bir zeminde güçlü bir performans ortaya koymayı başardı, ciromuz 23 milyar TL, FAVÖK’ümüz ise 1,7 milyar TL seviyesinde gerçekleşti.

Bu anlamda Borusan’ı stratejik planlamaları, likidite ve nakit akışındaki akılcı yönetimi ve kullandığı modern iş metodolojileriyle, hava koşulları zorlu olsa da dalgaları aşıp limana ulaşabilen bir gemiye benzetmemiz mümkün. Öncelikle, Borusan artık farklı iş alanlarında dünya çapında bir oyuncu olan, bir pazarda doğabilecek sıkıntı ve riskleri, bir başka pazardaki büyüme ile telafi edebilecek bir yapıya kavuştu. Şirketlerimizin çoğu performans için tek pazara bağımlı değil. 2018 yılında grup ciromuzun %35’ini yurt dışı işlerimizden elde ettik.

Bir başka ve bence temel öneme sahip avantajımız ise ana değerlerimizden vazgeçmeden, iş yapma tarzımızı iş dünyasının güncel koşullarına ve teknolojik gelişmelere uygun olarak yenilememize olanak veren iş kültürümüz. Bunun anahtarı ise inovasyon, Ar-Ge ve dijitalleşmeye verdiğimiz önem ve bu alanlarda hiç aksatmadan yaptığımız yatırımlar.

2019 yılında da, pazarların tüm zorluklarına rağmen, bunlara önlem alırken fırsatları yakalamaya ve hatta fırsatları yaratmaya çalışacağız. Nakit akış yönetimi, borç seviyesinin sipariş, satış, stok dengemizi pazar koşullarında optimal seviyede tutarak yönetmek en büyük konsantrasyonumuz olacak.

2018 yılında Borusan açısından hiç kuşkusuz en önemli gelişmelerden biri de Üst Yönetim yapılanmamızda gerçekleştirdiğimiz bayrak değişimi oldu. 1 Ocak 2019 tarihi itibarıyla Borusan Grubu’nu ve Aile üyelerini gelecek dönemlere bizzat hazırlamak üzere Yönetim Kurulu Başkanı sıfatımın yanına çok daha icracı bir görev olan Grup CEO’luğu görevini de üstlendim. Bu sayede gelecek yıl 75’inci kuruluş yıldönümünü kutlayacak grubumuzda, bir yandan Kocabıyık Ailesi’nin üçüncü kuşağının yetişmesinde bizzat rol alırken, diğer yandan profesyonel kadrolarla yakın çalışarak geleceğin üst yönetimini yaratma sürecimizi zamanında tamamlamayı hedefliyorum.

Faaliyet raporumuzda Borusan Holding’in ve bağlı şirketlerin geçen yılki çalışmalarını ve alınan sonuçları ayrıntılarıyla inceleme olanağı bulacaksınız. Şunu bilmenizi isterim ki; bütün Borusanlılar bu sonuçları almak için yıl boyunca büyük bir profesyonellik ve özveriyle çalıştı.

Hep birlikte Borusan’ı daha güzel bir geleceğe taşımaya devam edeceğiz.

Saygılarımla,

Ahmet Kocabıyık
Yönetim Kurulu Başkanı
Borusan Holding